seçimli

listen to the pronunciation of seçimli
Türkisch - Englisch
optional
(Biyokimya) selective
alternative
elective
facultative
seçim
election

Is there any possibility that he'll win the election? - Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?

Lincoln won the election. - Lincoln seçimi kazandı.

seçimli döküm
selective dump
seçimli geçirgenlik
differential permeability
seçimli izleme
selective trace
seçim
choice

No one opposed the choice. - Hiç kimse seçime karşı çıkmadı.

The difficulty in life is the choice. - Hayatta zorluk seçimdir.

seçim
selection

My mother prefers the arbitrary selection of the lottery machines over my lucky numbers. - Annem benim şanslı numaralarımdansa loto makinesinin keyfi seçimini tercih eder.

The selection process worked. - Seçim süreci işe yaradı.

seçim
option
seçim
(Politika, Siyaset) ballot

Today we went to the ballot box to vote for the European Parliament. - Bugün Avrupa Parlamentosu ile ilgili oy vermek için seçim sandığına gittik.

seçim
pick
seçim
the choice
seçim
the choice of
seçim
poll

It's too late to vote now. The polls are closed! - Şimdi oy vermek için çok geç. Seçim yerleri kapalı!

seçim
polling
seçim
choosing, selection
seçim
choice , selection
seçim
(siyasal) election, poll; choice, selection
seçim
elective
Türkisch - Türkisch

Definition von seçimli im Türkisch Türkisch wörterbuch

seçim
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli bir veya birkaçını oy vererek seçme, intihap: "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar."- H. Taner
seçim
Seçmek işi
seçim
Seçme işi
seçim
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli bir veya birkaçını oy vererek seçme, intihap
seçimli
Favoriten