sayfalık

listen to the pronunciation of sayfalık
Türkisch - Englisch
of (so many) pages: yüz sayfalık bir kitap a one-hundred-page book
sayfa
page

This machine can print sixty pages a minute. - Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

I haven't read the final page of the novel yet. - Romanın son sayfasını henüz okumadım.

sayfa
leaf

He turned over a new leaf in life. - Hayatında beyaz bir sayfa açtı.

Tom wants to turn over a new leaf. - Tom beyaz bir sayfa açmak istiyor.

sayfa
page (of a book, newspaper, letter, etc.)
sayfa
sheet

Take a sheet of paper and write! - Bir sayfa kağıt alın ve yazın!

On a separate sheet of paper, describe your best friend: age, where he or she lives, his or her job, etc. - Ayrı ayrı sayfalara, en iyi arkadaşınızı anlatın; yaşı, nerede yaşadığı, işi gibi...

sayfa
(Bilgisayar) pages

This machine can print sixty pages a minute. - Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

Someone has ripped out the first three pages of this book. - Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.

sayfa
(Bilgisayar) page size
sayfa
(Bilgisayar) folio
sayfa
(Bilgisayar) in page
sayfa
(Bilgisayar) tall
sayfa
paginal
sayfa
subject, topic (of conversation)
tek sayfalık gazete
newssheet
Türkisch - Türkisch
Herhangi bir sayıda sayfaya sığabilen
Herhangi bir sayıda sayfası olan
Sayfa
sahife
sayfa
Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife
sayfa
Konu
sayfa
Gazete, dergi gibi yayınlarda özel bir alan için ayrılmış bölüm
sayfa
(Osmanlı Dönemi) sahîfe