You don't have to hide.
- Saklanmak zorunda değilsin.
We don't have to hide.
- Saklanmak zorunda değiliz.
Tom needed somewhere safe to hide out.
- Tom'un saklanmak için güvenli bir yere ihtiyacı vardı.
Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness.
- Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.
I promised him to keep it secret.
- Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
He is capable of keeping a secret when he wants to.
- O, istediği zaman bir sırrı saklayabilir.
The boy hid behind the door.
- Çocuk, kapının arkasına saklandı.
Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.
- Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.
The suspect was hiding out in the mountains for three weeks.
- Şüpheli üç haftadır dağlarda saklanıyordu.
Tom was hiding in the mountains.
- Tom dağlarda saklanıyordu.
I've got nothing to hide.
- Saklayacak bir şeyim yok.
Tom made no attempt to hide the fact that he was in love with Mary.
- Tom Mary'ye âşık olduğu gerçeğini saklama girişiminde bulunmadı.
Fadil drove the car to an abandoned house and stashed it.
- Fadıl arabayı terk edilmiş bir eve kadar sürdü ve oraya sakladı.
Fadil stashed the weapons in the car.
- Fadıl silahları arabada sakladı.
Tom abandoned his family and went into hiding.
- Tom ailesini terk etti ve saklanmaya gitti.
I need to find a new hiding place.
- Yeni bir saklanma yeri bulmam gerekiyor.