sakınca

listen to the pronunciation of sakınca
Türkisch - Englisch
objection

There is no objection on my part. - Benim açımdan bir sakınca yoktur.

objection, drawback
objection, drawback, inconvenience
(hukuk) prejudice
drawback

This article analyzes both the benefits and the drawbacks of reducing military spending. - Bu makale hem askeri harcamaları azaltmanın sakıncalarını hem de faydalarını analiz eder.

inconvenience

Would it inconvenience you to go yourself? - Tek başınıza gitmenizin bir sakıncası var mı?

disability
(Kanun) prejudice
sakıncalar
(Nükleer Bilimler) disadvantages
Türkisch - Türkisch
Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur
Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur: "Kabul etmekte bir sakınca yoktur."- B. Felek
beis
mahzur
sakınca
Favoriten