remembrance, power of recollection

listen to the pronunciation of remembrance, power of recollection
Englisch - Türkisch

Definition von remembrance, power of recollection im Englisch Türkisch wörterbuch

memory
bellek

Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur. - Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.

Bellek beynimizin önemli bir işlevidir. - Memory is an essential function of our brain.

memory
{i} anı

Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı. - My memory of her has begun to recede.

Olay anımızda hâlâ taze. - The event is still fresh in our memory.

memory
hafıza

Sen iyi bir hafızaya sahipsin. - You have a good memory.

Tom'un zayıf bir hafızası var. - Tom has a poor memory.

memory
zihin
memory
(Pisikoloji, Ruhbilim) angı
memory
hatır

En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı. - Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.

Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum. - I don't remember losing my memory.

memory
anısına

Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı. - A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.

Bu anıt büyük bir devlet adamı anısınadır. - This monument is in memory of a great statesman.

memory
hafıza kuvveti
memory
olayları hatırlanan zaman müddeti
memory
andaç
memory
anı/hafıza
memory
in memory of hatırasına
memory
{i} hatıra, anı
memory
(Tıp) Geçmişe ait hatırlanan herhangi bir şey (olay, kişi v.s) veya hatırlanan şeylerin tümü, hatıra, anı
memory
(Tıp) Geçmişe ait olayları hatırlama veya hafızada tutabilme yeteneği, bellek
memory
hatırlanan şey
Englisch - Englisch
{n} memory