Tom yemek yemek için makul fiyatları olan yer arıyordu.
- Tom was looking for place to eat that had reasonable prices.
Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip
- The professor who invented it has the right to reasonable remuneration from the university.
O, benim önerimin mantıklı olduğunu kabul etti.
- She allowed that my offer was reasonable.
Daha mantıklı olmalısın.
- You should be more reasonable.
Mantıksal Dil Lojban muhtemelen zor, değil mi?
- The Logical Language Lojban is probably difficult isn't it?
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.
- Turkish is a very regular and logical language.
Şu an onların fikirlerini yermek kolay, fakat onlar o zaman epey haklı göründü.
- It's easy to lampoon their ideas now, but they seemed quite reasonable at the time.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Çok mantıklı bir düşünme tarzın var.
- You have a very logical way of thinking.
Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.
- Turkish is a very regular and logical language.
O oldukça makul bir fiyat.
- That's a fairly reasonable price.
Oldukça makul görünüyor.
- It seems perfectly reasonable.
... So I think that's a reasonable state for most countries. ...
... out to be quite reasonable criticisms. ...