razı ol

listen to the pronunciation of razı ol
Türkisch - Englisch
{f} consenting
accede
{f} assent
accede to
settle for

I can't settle for this boring life. - Bu sıkıcı hayata razı olamam.

Poppy seed muffins are her favorites, but there are days when she must settle for blueberry. - Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.

consent to

I doubt that Tom will consent to do that. - Tom'un bunu yapmaya razı olduğundan kuşku duyuyorum.

Tom will never consent to that. - Tom buna asla razı olmayacak.

{f} consent

I interpreted his silence as consent. - Sessizliğini razı olmasına yordum.

She consented to take the blame. - Suçu üstlenmeye razı oldu.

razı ol
Favoriten