I used to listen to English programs.
- İngilizce programlar dinlerdim.
I like news programs on TV.
- Televizyonda haber programlarını severim.
I've started Android programming.
- Android programlamaya başladım.
Tom is pretty good at computer programming.
- Tom bilgisayar programlamada oldukça iyidir.
He is forgetful sometimes so never forget to remind him about the schedules.
- O bazen unutkan olduğu için ona programları hatırlatmayı unutma.
Schedules are difficult to coordinate.
- Programları koordine etmek zordur.
I thought you might be interested in trying some of these games I programmed.
- Programladığım bu oyunlardan bazılarını denemekle ilgilenebileceğini düşündüm.
She programmed her computer.
- O, bilgisayarını programladı.