present participle of fascinate

listen to the pronunciation of present participle of fascinate
Englisch - Türkisch

Definition von present participle of fascinate im Englisch Türkisch wörterbuch

fascinating
{s} büyüleyici

Venedik'in büyüleyici bir şehir olduğunu düşünüyoruz. - We think Venice is a fascinating city.

Büyüleyici görünüyor. - It looks fascinating.

fascinating
{s} çok ilginç, çok enteresan
fascinating
büyülenme
fascinating
büyüleyerek
fascinating
çok enteresan
fascinating
etkileyici

Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum. - I found it fascinating what you were saying about global warming.

Benim için, tarih çok etkileyici bir konu. - For me, history is a fascinating subject.

fascinating
{f} büyüle

Bayan Yamada büyüleyici Japon masalını düz Japoncaya çevirdi. - Ms. Yamada translated the fascinating fairy tale into plain Japanese.

Sanırım o büyüleyici. - I think it's fascinating.

fascinating
{s} çekici

Gerçekten bu kadar çekici miyim? - Am I really that fascinating?

Englisch - Englisch
fascinating
present participle of fascinate
Favoriten