İnsan kalıntıları içeren bir kutuyu kazarak çıkardılar. - They dug up a box containing human remains.
İnsan kalıntıları içeren bir kutuyu kazarak çıkardılar.
They dug up a box containing human remains.
Tom Mary'ye üç yüz dolar içeren bir zarf verdi. - Tom gave Mary an envelope containing three hundred dollars.
Tom Mary'ye üç yüz dolar içeren bir zarf verdi.
Tom gave Mary an envelope containing three hundred dollars.