plenty-of

listen to the pronunciation of plenty-of
Englisch - Türkisch
bol miktarda

Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı. - He had plenty of money for his trip.

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var. - You have plenty of time to catch the train.

bir dolu
pek çok

Pek çok insana danıştık. - We consulted plenty of people.

Kalan pek çok şey var. - There's plenty of stuff left.

bol

Bu yıl bol karımız vardı. - We have had plenty of snow this year.

Askerlerin bol miktarda silahları vardı. - The troops had plenty of arms.

yığınla
hayli

Tom zaten hayli tehlikede. - Tom is in plenty of danger already.

Tom'un hayli seçeneği var. - Tom has plenty of options.

çok

Tom'un çok zamanı olmalı. - Tom should have plenty of time.

Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim. - As a new father, I gave my first child plenty of books.

bolca

Endişelenme. Bolca suyumuz ve yiyeceğimiz var. - Don't worry. We have plenty of water and food.

Tom bolca dinleniyor. - Tom gets plenty of rest.

Englisch - Englisch
a lot of -, much -
plenty-of

    Videos

    ... And, Mr. Romney ' Governor Romney ' there'll be plenty of chances here to go on, but I ...
    ... but there actually was plenty of will, ...
Favoriten