Polis o gün nöbetçiydi.
- The policeman was on duty on that day.
üniversite hayatım boyunca fakülte başkanlığı gibi görevlerde bulundum.
Polislerin görev başında içmelerine izin verilmez.
- The police aren't allowed to drink on duty.
Şimdi görev başında olmam gerekiyor.
- I'm supposed to be on duty now.
Bu pazar görevde olacağım.
- I'll be on duty this Sunday.
Polis memuru görevde.
- The policeman is on duty.
Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
İsyan başladığında sadece görevli tek müdür vardı.
- There was only one warden on duty when the riot started.
Tom bugün çalışırken kendini incitti.
- Tom injured himself at work today.
Tom çalışırken Fransızca konuşmak zorunda.
- Tom has to speak French at work.
Tom ve Mary şu anda iş başında.
- Tom and Mary are at work now.
Tom hâlâ iş başında olmalı.
- Tom should still be at work.
O şimdi işte fakat yedide dönecek.
- He is at work now, but will come back at seven.
Evde mi yoksa işte mi daha fazla zaman harcarsın?
- Do you spend more time at home or at work?
... radio, it is your job and it is your duty as young people ...