Dedikoduya çok düşkündür.
- She is very fond of gossip.
Çiçeklere çok düşkündür.
- She is very fond of flowers.
Tom'un Mary ile ilgili sevgi dolu anıları var.
- Tom has fond memories of Mary.
Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
- Ann is exceedingly fond of chocolate.
Büyükbabam sabah erkenden yürüyüş yapmayı sever.
- My grandfather is fond of taking a walk early in the morning.
Genel olarak küçük kızlar bebekleri çok severler.
- In general, little girls are fond of dolls.
Ben sinema meraklısıyım.
- I am fond of the cinema.
Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
- My sister is fond of music.
Avusturalya yemeklerine çok meraklıyımdır.
- I am fond of Australian food.
Ben sinema meraklısıyım.
- I am fond of the cinema.
... find ways to do things better are able to be more effective in bringing down the costs ...
... They'll find it on the internet ...