Koşmayı bırak, yürüyemiyorum bile.
 - I can't even walk, let alone run.
Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.
 - I was too exhausted to think, let alone study.
Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.
 - He can't even read, let alone write.
Koşmak şöyle dursun, neredeyse yürüyemiyor.
 - She can hardly walk, let alone run.