nakdi

listen to the pronunciation of nakdi
Türkisch - Englisch
in cash
(Ticaret) cash

Sami had seven dollars in cash. - Sami'nin yedi dolar nakdi vardı.

nakit
cash

Many people use cash machines to withdraw money. - Pek çok insan para çekmek için nakit para çekme makineleri kullanıyor.

In the U.S., it is common for people to write a check instead of paying cash. - ABD'de, insanların nakit ödeme yerine bir çek yazmaları yaygındır.

nakdi ceza
law fine
nakdi kıymet
cash value, monetary worth
nakdi teminat law security given or possessed
in the form of ready money
nakdi yardım
financial aid
nakdi ödeme
(Ticaret) cash payment
nakit
{i} money

An old proverb says that time is money. - Eski bir atasözü zamanın nakit olduğunu söylüyor.

My father used to say that time is money. - Babam vakit nakittir derdi.

nakit
ready
nakit
ready cash
nakit
prompt
nakit
(Ticaret) effective
nakit
groyne
nakit
(Politika, Siyaset,Ticaret) currency
nakit
ready money
gayri nakdi
non-cash
nakit
hard cash
ayni veya nakdi olarak
(Hukuk) in cash or in kind
nakit
ready money, cash
nakit
bankroll
nakit
hard money
nakit
liquidity
nakit
specie
nakit
the ready
nakit
in specie