The customs officials searched the whole ship.
- Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
The customs officials examined the boxes.
- Gümrük memurları kutuları inceledi.
The official in charge let me in.
- Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
- Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
A police officer is talking to her.
- Bir polis memuru onunla konuşuyor.
She became a police officer.
- O, bir polis memuru oldu.
She married a bank clerk.
- O bir banka memuru ile evlendi.
The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
- Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
I was a public servant.
- Ben bir devlet memuruydum.
Government officials inspected all factories.
- Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
These government officials are corrupt.
- Bu devlet memurları rüşvetçidir.
Government officials inspected all factories.
- Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
- Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
I was a public servant.
- Ben bir devlet memuruydum.