memnunluk

listen to the pronunciation of memnunluk
Türkisch - Englisch
pleasure, gladness; satisfaction
gladness, satisfaction
gladness
satisfaction
memnun
pleased

I'm pleased with these shoes. - Bu ayakkabılardan memnunum.

My brother was very pleased with the examination result. - Erkek kardeşim sınav sonucundan çok memnundu.

memnun
glad

If you will help us, we will be very glad. - Bize yardımcı olacaksan, çok memnun oluruz.

My wife will be glad to see you, too. - Eşim de seni görmekten memnun olacak.

memnun
contented

Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life. - O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.

Tom never was contented. - Tom asla halinden memnun değildi.

memnun
satisfied

My boss is not satisfied with my TPS reports. - Patronum benim TPS raporlarımdan memnun değil.

Not all of us were satisfied with the system. - Hepimiz sistemden memnun olmadık.

memnun
{s} content

She is content with his present salary. - O, şu anki maaşından memnun.

Jane is very content with her job and has no desire to quit it. - Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.

memnun
gratified
memnun
(Argo) rapt
memnun
elated
memnun
elate
memnun
thankful

You should be thankful that you're alive. - Yaşadığına memnun olmalısın.

memnun
{s} happy

Everyone will be happy if you help us. - Eğer bize yardım ederseniz, herkes memnun olur.

I'm happy to meet you. - Seninle tanıştığıma memnun oldum.

memnun
joyful
memnun
pleased of
memnun
glad of

She was glad of my company. - O benim şirketimden memnundu.

halinden memnunluk
self-complacency
memnun
delighted

The news delighted him. - Haber onu memnun etti.

I found Jane delighted at the play. - Jane'i partide memnun buldum.

memnun
rejoiced at
memnun
chuffed
memnun
pleased, glad, happy, content, contented
memnun
gladsome
memnun
rejoiced
memnun
grateful

We're grateful to be alive. - Hayatta olduğumuz için memnunuz.

I'm grateful that you're safe. - Güvende olduğuna memnunum.

memnun
blithe
memnun
fain
Türkisch - Türkisch
Kıvanma, kıvanç: "Dudak uçlarında ancak sezilebilen bir memnunluk yanıp sönmüştü."- H. Taner
Kıvanma, kıvanç
MEMNUN
(Osmanlı Dönemi) Kesilmi
MEMNUN
(Osmanlı Dönemi) (Minnet. den) Hoşnud. Razı. Minnet altında bulunan. İyiliğe nâil kılınmış. Çok muteber olan şey. Çok beğenilen. Ölçülü ve hesaplı olan
memnun
Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu: "Halk, oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar."- M. Ş. Esendal
memnun
Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu