maaşlar

listen to the pronunciation of maaşlar
Türkisch - Englisch
Annuities
maaş
wage

I paid his wages on the spot. - Maaşını hemen ödedim.

I spent all my wages in one day. - Ben bütün maaşımı bir günde harcadım.

maaş
salary

She gets a high salary. - O yüksek bir maaş alır.

My salary doesn't allow us to live extravagantly. - Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez.

maaş
pay

I'm not cut out for gambling. Maybe I'm just unlucky, but working for my pay is more of a sure thing. - Ben kumar için biçilmiş kaftan değilim. Belki sadece şanssızım fakat maaşım için çalışmak daha emin bir şeydir.

The pay is not adequate for a family of six. - Maaş altı kişilik bir aile için yeterli değildir.

maaş
(Ticaret) wages

I paid his wages on the spot. - Maaşını hemen ödedim.

I spent all my wages in one day. - Ben bütün maaşımı bir günde harcadım.

maaş
emolument
maaş
allowance
maaş
{i} earnings
maaş
{i} compensation
maaş
stipend
maaş
payment
maaş
salary, stipend, pay, payment, screw; pension
Türkisch - Türkisch

Definition von maaşlar im Türkisch Türkisch wörterbuch

MAAŞ
(Osmanlı Dönemi) Geçinilecek şey. Yaşayış. Aylık para
maaş
Aylık