I'd like to see you if possible.
- Eğer mümkünse seni görmek istiyorum.
If possible, I'd like to go home now.
- Mümkünse, şimdi eve gitmek istiyorum.
It is possible that he is telling a lie.
- Onun yalan söylüyor olması mümkündür.
All of us want to live as long as possible.
- Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
What you're suggesting doesn't seem feasible.
- Önerdiğin şey mümkün görünmüyor.
At first blush, Tom's suggestion seemed feasible.
- İlk bakışta, Tom'un önerisi mümkün görünüyordu.
It's not likely but possible.
- Mümkün değil ama olası.
It's not likely Tom will do what we ask.
- Tom'un istediğimizi yapması mümkün değil.
It is probable that she will come tomorrow.
- Onun yarın gelecek olması mümkün.
It's possible, but not probable.
- Bu mümkün, ama olası değildir.