lifetime; mortal existence

listen to the pronunciation of lifetime; mortal existence
Englisch - Türkisch

Definition von lifetime; mortal existence im Englisch Türkisch wörterbuch

being
{i} olma

Hasta olmak çok sıkıcı. - Being sick is very boring.

Doktor olmaktan gururluyum. - I am proud of being a doctor.

being
yaşam

Erkek kardeşime benzediğim söylenmeden sadece bir gün yaşamak istiyorum. - I'd like to go through just one day without being told I look like my brother.

Geçmişteki yaşam bugünkünden çok farklıydı. - The living beings of the past were very different from those of today.

being
vücut
being
oluş

Özgürlük her şeyi mümkün olduğu kadar zararsız yapabilmekten oluşur. - Liberty consists of being able to make everything as harmless as possible.

O takımı kimin oluşturduğunu biliyor musun? - Do you know who brought that team into being?

being
mevcudiyet
being
varlık

İnsan sosyal bir varlıktır. - Man is a social being.

Hayvanlara saygı gösterelim çünkü onlar duyarlı varlıklardır. - Let's respect the animals, because they are sentient beings.

being
mahluk
being
canlı/yaşam
being
Tanrı

İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır. - Human beings were created in God's image.

being
var olan şey
being
beser
being
be ol
being
Supreme Being Allah
being
{i} yapı

Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar. - As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other.

Tom sadece yanında oturup Mary'ye zorbalık yapılmasını izleyemedi. - Tom couldn't just sit by and watch Mary being bullied.

being
{i} varoluş
being
{i} insan

İnsanoğlu değiştikçe dil de değişir. - Language changes as human beings do.

Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar. - As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other.

being
Cenabıcall into being yaratmak
Englisch - Englisch
being