latif

listen to the pronunciation of latif
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) yumuşak, nâzik, şirin, hoş, tatlı, güzel · çok lütuf. ve ihsanda bulunan Allah
Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan: "Bu latif yere rüzgâr nüfuz edemez, güneyin kızgın ateşi orayı yakamazdı."- H. E. Adıvar
Hoş ve ince bir güzelliği olan
Yumuşak, hoş ve ince bir güzelliği olan
Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan
LATİF
(Osmanlı Dönemi) Güzel. Şirin. Küçük ve hoşa giden
LATİF
(Osmanlı Dönemi) Derin, gizli
LATİF
(Osmanlı Dönemi) Çok lutf edici
LATİF
(Osmanlı Dönemi) Cisimle alâkası olmayan. Göze görünmeyen
LATİF
(Osmanlı Dönemi) Mülâyim. Yumuşak. Nâzik. Mütenasip
latif demirci
Arap Kadri, Muhlis Bey, Press Bey gibi tiplerin yaratıcısı olan karikatür sanatçımız
cins-i latif
Latif ve hoş cins, nev. İnsanlar nev'inde kadın
latif
Favoriten