kuzeye

listen to the pronunciation of kuzeye
Türkisch - Englisch
up
northerly
north

The ship continued northward. - Gemi kuzeye devam etti.

The bus was heading north. - Otobüs kuzeye gidiyordu.

Kuzey
(isim) North

Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan. - Dido dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.

Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan. - Didoca, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkas dilidir.

kuzeye doğru
northerly
kuzeye doğru
north

Typhoon No.11 is moving up north at twenty kilometers per hour. - Typhoon No.11 saatte yirmi kilometre hızla kuzeye doğru ilerliyor.

The needle is pointing toward the north. - İbre kuzeye doğru işaret ediyor.

kuzeye doğru alınan yol
northing
kuzeye doğru katedilen mesafe
northing
kuzeye doğru olan
northerly
kuzeye yönelen
northbound
kuzeye yönelmek
bear to the north
kuzey
{s} northern

Hokkaido is in the northern part of Japan. - Hokkaido Japonya'nın kuzey kesiminde yer almaktadır.

Our office is on the northern side of the building. - Bizim ofis binanın kuzey tarafındadır.

kuzey
nord
kuzey
septentrion
kuzey
the north

The army is in the north to protect the border. - Ordu sınırı korumak için kuzeydedir.

There is bad weather in the north. - Kuzeyde kötü hava var.

kuzey
spanish america
kuzey
norton
kuzey
north; northern
kuzey
boreal

One of my dreams is to one day see the aurora borealis. - Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.

kuzey
northem. K
kuzey
northerly
Türkisch - Türkisch

Definition von kuzeye im Türkisch Türkisch wörterbuch

KUZEY
Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer
KUZEY
Bu yöne düşen, bu yönle ilgili olan, şimali
KUZEY
Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı
KUZEY
Yıldız
Kuzey
şimal
kuzey
(Osmanlı Dönemi) şimâl