The ship continued northward.
- Gemi kuzeye devam etti.
The bus was heading north.
- Otobüs kuzeye gidiyordu.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
- Dido dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
- Didoca, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkas dilidir.
Typhoon No.11 is moving up north at twenty kilometers per hour.
- Typhoon No.11 saatte yirmi kilometre hızla kuzeye doğru ilerliyor.
The needle is pointing toward the north.
- İbre kuzeye doğru işaret ediyor.
Hokkaido is in the northern part of Japan.
- Hokkaido Japonya'nın kuzey kesiminde yer almaktadır.
Our office is on the northern side of the building.
- Bizim ofis binanın kuzey tarafındadır.
The army is in the north to protect the border.
- Ordu sınırı korumak için kuzeydedir.
There is bad weather in the north.
- Kuzeyde kötü hava var.
One of my dreams is to one day see the aurora borealis.
- Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.