Definition von kova im Türkisch Englisch wörterbuch
- bucket
Tom filled the bucket with cold water.
-Tom kovayı soğuk su ile doldurdu.
Give me the metal bucket with the oil in it.
-Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
- (Madencilik) skip
- bad goalkeeper
- ladle
- can
I cannot fire Ken. He's a good worker.
-Ken'i kovamıyorum. O iyi bir işçi.
There can be only one queen in the hive.
-Kovanda sadece tek bir kraliçe olabilir.
- dipper
- (Tekstil) spinning can
- bad team
- water bearer
- Aquarius
We are at the end of the Age of Pisces and will be entering the Age of Aquarius.
-Biz Balık Çağı'nın sonundayız ve Kova Çağına giriyor olacağız.
The twelve signs of the Zodiac are: Aries, Taurus, Gemini, Cancer, Leo, Virgo, Libra, Scorpio, Sagittarius, Capricorn, Aquarius and Pisces.
-Burçlar kuşağının on iki burcu şunlardır: Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık.
- astrology Aquarius
- (büyük) skip
- bucket, pail; bad goalkeeper/team
- pail
I filled the pail with water.
-Kovayı suyla doldurdum.
- dipper keep
- Kova burcu
- Aquarius
- Kova burcu
- water bearer
- Kova takımyıldızı
- Aquarius
- Kova takımyıldızı
- water bearer
- kova burcundan olan kimse
- Aquarian
- kova dolusu
- pailful
- kova dolusu
- bucketful
- kova kürek takımı rica ediyorum
- I would like a pail and a shovel
- kova tipi burgu
- bucket auger
- kova ve kürek
- pail and shovel
- bit kova
- (Bilgisayar,Teknik) bit bucket
- plastik kova
- plastic bucket
- demir kova
- kibble
- zincirli kova
- chain bucket
- çift çeneli kova
- clamshell bucket
Relevante Übersetzungen
Definition von kova im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Zodyakta Oğlak ile Balık burçları arasında bulunan bir burç
- üstten kulplu su kabı
- Genellikle su veya sulu şeyleri içine koyup taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap: "Suyu Pire Mahmut bir kovayla getirip kaptanın başından aşağı boşaltıyor."- Z. Selimoğlu
- Zodyak üzerinde Oğlak ile Balık burçları arasında bulunan burcun adı
- Futbolda çok gol yiyen (kaleci veya takım)
- Bataklıklarda yetişen bir çeşit saz, hasır otu
- Genellikle su veya sulu şeyleri içine koyup taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap
- çok gol yiyen kaleciler ya da takımlar için kullanılan sözcük
- Futbolda çok gol yiyen kaleci veya takım
- delve
- (Osmanlı Dönemi) LIKVE
- vedro
- (Osmanlı Dönemi) Nİ'TAL
- bedire
- delv
- gatol
- aşırma
- satıl
- (Osmanlı Dönemi) NEYTAL
- stil
- kova kova
- Kovalar dolusu, kova üstüne kova dolusu