kontrol edilmiş

listen to the pronunciation of kontrol edilmiş
Türkisch - Englisch
controlled
reviewed
checked
kontrol et
{f} check

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again. - Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

kontrol et
check it out

Should I go check it out? - Onu kontrol etmeye gitmeli miyim?

We'd better check it out. - Bunu kontrol etsek iyi olur.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Some things in life are beyond our ability to control. - Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

Try to control yourselves. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

I have trouble controlling my emotions. - Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

Controlling my emotions is not my forte. - Duygularımı kontrol etmek benim görevim değil.

kontrol et
{f} controlled

Tom controlled everything. - Tom her şeyi kontrol etti.

Aliens controlled Earth's progress in secret. - Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.

kontrol et
checked

Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic. - Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

birleşik enformasyon (danışma) bürosu; kontrol edilmiş görüntü temeli
(Askeri) combined information bureau; controlled image base