klassenstufe

listen to the pronunciation of klassenstufe
Englisch - Türkisch

Definition von klassenstufe im Englisch Türkisch wörterbuch

year
sene

Babası geçen sene ölmüş. - His father died last year.

Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu. - Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.

year
{i} yıl

İki yılda ilk kez bir film izledim. - I saw a movie for the first time in two years.

Yıllar önce orada bir kale vardı. - There was a castle here many years ago.

year
{i} yaş

Babam yakında kırk yaşında olacak. - My father will soon be forty years old.

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim. - I learned to play guitar when I was ten years old.

year
her zaman

Japonya bu yıl her zamankinden daha çok araba üretti. - Japan has produced more cars than ever this year.

Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider. - My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.

year
daima

Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra. - The Russians copy the French ways, but always fifty years later.

year
bir gezegenin güneş etrafinda döndüğü müddet
year
ihtiyarlık
year
zaman

İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir. - If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.

On yıl uzun bir zamandır. - Ten years is a long time.

year
year after year her sene
year
year in year out seneden seneye daima
year
(Askeri) yıl Z

Gelecek yıl zor olacak. - Next year will be tough.

Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri. - Boston is just one of the cities I visited last year.

year
year by year seneden seneye
year
a year and a daybir sene bir gün
Deutsch - Englisch
form (old use)
grade (school year group)
year