karşısına çıkmak

listen to the pronunciation of karşısına çıkmak
Türkisch - Englisch
1. to appear suddenly in front of (one). 2. to oppose
face with
confront
(Kanun) front
karşı çık
oppose

I have to oppose this idea. - Ben bu fikre karşı çıkmalıyım.

We opposed his plan to build a new road. - Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.

karşı çık
{f} opposed

Lincoln opposed slavery. - Lincoln köleliğe karşı çıktı.

He's opposed to racial discrimination. - Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.

karşı çık
thwart
karşı çık
go against

Don't go against his wishes. - Onun arzularına karşı çıkma.

karşı çık
antagonise
karşı çık
went against
karşı çık
{f} opposing

Environmentalists are opposing the Keystone XL pipeline. - Çevreciler, Keystone XL boru hattına karşı çıkıyorlar.

They are strongly opposing my proposal. - Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.

hakim karşısına çıkmak
appear before judge
hakim karşısına çıkmak
appear in court
hakim karşısına çıkmak
go on trial
hakim karşısına çıkmak
appear before magistrates
hakim karşısına çıkmak
(Kanun) stand trial
karşı çık
controvert
karşı çık
demur
karşısına çıkmak
Favoriten