Tom offered Mary a French fry and she took one.
- Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
Tom burned his fingers on a hot frying pan.
- Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
The frying pan is rusty.
- Kızartma tavası paslı.
Tom burned his fingers on a hot frying pan.
- Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
It's roasting in this room.
- Bu odada kızartma yapılıyor.
The roast beef was delicious with horseradish sauce.
- Kızartma sığır eti, yabanturpu sosu ile lezzetliydi.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
The frying pan is rusty.
- Kızartma tavası paslı.
I need a bigger frying pan.
- Daha büyük bir kızartma tavasına ihtiyacım var.
Tom plans to throw away his old toaster.
- Tom, eski ekmek kızartma makinesini atmayı planlıyor.
I bought the same toaster that Tom bought.
- Tom aldığıyla aynı ekmek kızartma makinesini satın aldım.
Baking a cake takes more time than frying an egg.
- Pastayı pişirmek yumurta kızartmaktan çok daha fazla zaman alır.
Their job is to fry the potatoes.
- Onların işi patatesleri kızartmak.