The boy stepped on my foot on purpose.
- Çocuk kasten ayağıma bastı.
Tom broke the window on purpose.
- Tom kasten camı kırdı.
She opened my messages and ignored them deliberately.
- O benim mesajlarımı açtı ve kasten onları görmezden geldi.
I am deliberately speaking loudly.
- Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
Are you saying you intentionally hide your good looks?
- Güzelliğini kasten sakladığını mı söylüyorsun?
You are saying you intentionally hide your good looks?
- Güzel görünüşünü kasten gizlediğini söylüyorsun.
Tom and Mary nod at each other knowingly.
- Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.
Tom realized Mary was deliberately avoiding him.
- Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.
She opened my messages and ignored them deliberately.
- O benim mesajlarımı açtı ve kasten onları görmezden geldi.
Tom and Mary nod at each other knowingly.
- Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.
Tom didn't do it on purpose.
- Tom bunu kasten yapmadı.
Tom broke the window on purpose.
- Tom kasten camı kırdı.