Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var.
 - And actually, this project needs everyone.
 Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum, ama aslında o Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için. 
 - I'm saying For the sake of Earth's environment, but actually it's For the sake of the people living on Earth.
Aslında bu evin sahibi kim?
 - Who actually owns this house?
Tom aslında üç tekneye sahiptir.
 - Tom actually owns three boats.
Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi?
 - Have you actually ever tried Thai food?
Ben aslına bakılırsa asla burada daha önce olmadım.
 - I've never actually been here before.
Birçok insan tembeldir. Aslına bakılırsa ben de tembelim.
 - A lot of people are lazy. Actually, I'm lazy too.
Aslına bakarsak ben bile Tom'la tanışmadım.
 - I actually haven't even met Tom.
Tom Mary için çalışmayı gerçekten sevdiğini anladı.
 - Tom found that he actually liked working for Mary.
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
 - Can computers actually translate literary works?
Tom Mary için çalışmayı gerçekten sevdiğini anladı.
 - Tom found that he actually liked working for Mary.
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
 - Can computers actually translate literary works?