Sami çılgınca bir el feneri sallıyordu.
- Sami was frantically waving a flashlight.
Sağlık görevlileri Tom'un hayatını kurtarmak için çılgınca çalıştı.
- Paramedics worked frantically to save Tom's life.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.
Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
- Paris is the center of the world, in a way.