I had to make up for three other employees, who were laid off yesterday.
- Dün işten atılan diğer üç işçiyi tazmin etmek zorunda kaldım.
They consider him their best employee.
- Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar.
Just then, the workers in the park brought over some small playing cards.
- Tam o sırada parktaki işçiler bazı küçük oyun kartları getirdiler.
Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
A bad workman always blames his tools.
- Kötü bir işçi her zaman aletlerini suçlar.
A good workman always takes care of his tools.
- İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
Many workers were trapped in the coal mine.
- Birçok işçi kömür madeninde mahsur kaldı.
He also needs many workers.
- Onun ayrıca çok sayıda işçiye ihtiyacı var.
The laborers are murmuring against their working conditions.
- İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
The laborers formed a human barricade.
- İşçiler bir insan barikatı kurdu.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
I'm a pretty good handyman.
- Ben oldukça iyi bir işçiyim.
Tom used to be our handyman.
- Tom bizim hünerli işçimizdi.
The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.
I got dressed early, but the workmen have not yet arrived.
- Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.