He is selfish and greedy.
- O bencil ve hırslıdır.
The earth can satisfy our needs but not our greed.
- Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.
Mary is very passionate about her work.
- Mary işi hakkında çok hırslı.
We defy our foes, for our passion makes us strong!
- Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz!
That politician is full of ambition.
- Bu politikacı hırs dolu.
He fell a victim to his own ambition.
- Kendi hırsının kurbanı oldu.
Tom is an avid art collector.
- Tom hırslı bir sanat kolleksiyoncusu.
She is an avid reader.
- O hırslı bir okuyucu.