I always get up at six.
- Her zaman altıda kalkarım.
Mother always gets up early in the morning.
- Anne her zaman sabahları erken kalkar.
For all his genius, he is as unknown as ever.
- Bütün dehasına rağmen, o her zaman olduğu kadar bilinmiyor.
Every time I hear that song, I think of my high school days.
- O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
An earthquake can happen at any time.
- Bir deprem her zaman olabilir.
You can call me at any time.
- Beni her zaman arayabilirsin.
Tom always blames Mary for everything.
- Tom her zaman Mary'yi her şey için suçluyor.
Tom always blames me for everything.
- Tom her zaman beni her şey için suçluyor.
He was silent all the time.
- O, her zaman sessizdi.
Bill is honest all the time.
- Bill her zaman dürüsttür.
My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.
- Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.
There's always next year.
- Her zaman gelecek yıl vardır.
She did nothing but cry all the while.
- O her zaman ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.
He kept smoking all the while.
- O her zaman sigara içmeye devam etti.
I am forever in trouble.
- Benim her zaman başım belada.
He will forever live on in our memories.
- O her zaman anılarımızda yaşayacak.
You can call me at any time.
- Beni her zaman arayabilirsin.
An accident may happen at any time.
- Bir kaza her zaman olabilir.
He drinks his coffee black every time.
- O, her zaman kahvesini sade içer.
Tom became tired of always having to pay the bill every time he went out with Mary.
- Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı.
It was you all along, wasn't it?
- O her zaman sendin, değil mi?
If there's anything at all that you don't understand, you can ask me anytime.
- Anlamadığın herhangi bir şey olursa, bana her zaman sorabilirsin.
Ask me anything anytime.
- Bana her zaman bir şey sor.
You are in my thoughts at all times.
- Sen her zaman düşüncelerimdesin.
To come out on top, you have to stay two steps ahead of your opponent at all times.
- Zirveye çıkmak için her zaman rakibin iki adım önünde kalmak zorundasın.