You're always singing.
- Her zaman şarkı söylüyorsun.
Mother always gets up early in the morning.
- Anne her zaman sabahları erken kalkar.
Every time I hear that song, I think of my high school days.
- O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
He is stronger than ever.
- O, her zamankinden daha güçlüdür.
Any time will suit me.
- Her zaman bana uygun olacaktır.
Please come and see me any time.
- Lütfen her zaman beni görmeye gelebilirsin.
Tom always blames Mary for everything.
- Tom her zaman Mary'yi her şey için suçluyor.
Tom always blames me for everything.
- Tom her zaman beni her şey için suçluyor.
He stayed there all the time.
- O her zaman orada kaldı.
Bill is honest all the time.
- Bill her zaman dürüsttür.
There's always next year.
- Her zaman gelecek yıl vardır.
My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.
- Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.
He kept smoking all the while.
- O her zaman sigara içmeye devam etti.
She did nothing but cry all the while.
- O her zaman ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.
I am forever in trouble.
- Benim her zaman başım belada.
A good book is the best friend, now and forever.
- İyi bir kitap, şimdi ve her zaman en iyi arkadaştır.
You can leave at any time.
- Her zaman gidebilirsin.
An accident may happen at any time.
- Bir kaza her zaman olabilir.
Every time I hear that song, I think of my high school days.
- O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
He drinks his coffee black every time.
- O, her zaman kahvesini sade içer.
It was you all along, wasn't it?
- O her zaman sendin, değil mi?
You're welcome back anytime.
- Her zaman tekrar gelebilirsin.
If there's anything at all that you don't understand, you can ask me anytime.
- Anlamadığın herhangi bir şey olursa, bana her zaman sorabilirsin.
Pay attention to your surroundings at all times.
- Her zaman çevrenize dikkat edin.
You are in my thoughts at all times.
- Sen her zaman düşüncelerimdesin.