Koyu kahverengi saçları vardı.
- He had dark brown hair.
Saç tıraşı olmanın zamanı çoktan geldi.
- It's high time you had a haircut.
Ben büyük, siyah, tüylü tarantulalardan korkuyorum!
- I'm scared of big, black, hairy tarantulas!
Hayalet görünce öyle korktum ki tüylerim diken diken oldu.
- When I saw the ghost, I was so frightened that my hair stood on end.
Fiber-optik kablolar insan kılları kadar ince minik cam elyafından oluşur.
- Fiber-optic cables are made up of tiny glass fibers which are as thin as human hairs.
Çorbamda bir kıl var.
- There's a hair in my soup.
Piotr'un saçları siyahtır ama Lech'in saçları sarıdır.
- Piotr has black hair but Lech has blond hair.
Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.
- Also Felicja has blonde straight hair.