Bu sihirbazlıktaki hileyi fark ettim.
- I was aware of the trick in this magic.
Sihirbazlık gösterisi bugün harikaydı.
- The magic show was awesome today.
Japon folklöründe, bakenekolar büyülü güçleri olan kedilerdir.
- In Japanese folklore, bakeneko are cats with magical powers.
Büyücünün hileleri bizi şaşırttı.
- The magician's tricks surprised us.
Keşke sihir kullanabilsem.
- I wish I could use magic.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Tom ve Mary birlikte Pulpit Rock'tan paraşütle atladılar. Kısa ama büyülü bir deneyimdi.
- Tom and Mary have jumped together from Pulpit Rock with a parachute. It was a short but magical experience.
Her lamba büyülü değildir.
- Not every lamp is magic.
Tom birkaç sihirli hileler bilir.
- Tom knows a few magic tricks.
Pek çok eğlenceli sihirli hileler bilir.
- He knows many amusing magic tricks.
a magic wand; a magic dragon.