Türkisch - Englisch
Definition von hacet im Türkisch Englisch wörterbuch
- the need to go to the toilet
- need, necessity, requirement
- wish (made in the form of a prayer)
- feces; urine
- need, requirement, necessity
- want
- hacet görmek
- go to the toilet
- Hacet yok
- There is no need
- hacet dilemek
- to make a wish, pray for something
- hacet görmek
- 1. to consider (something) necessary, deem (something) necessary. 2. to go to the toilet
- hacet kalmamak
- to be no longer necessary
- hacet kapısı door of a saint's tomb
- (where one prays for something)
- hacet penceresi window of a saint's tomb
- (where one prays for something)
- hacet tepesi hill
- with a shrine at the top where people pray and offer petitions
- hacet yeri
- toilet, W.C
- hacet yok
- It's not necessary
- def'i hacet etmek
- to relieve oneself, defecate
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von hacet im Türkisch Türkisch wörterbuch
- (Hukuk) Gerek, gereklilik
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Hâcât) İhtiyaç, lüzum, muhtaçlık
- Tanrı'dan veya kutsal sayılan kişiden beklenen dilek: "Bu devri yüz defa yapabildiniz mi, mutlaka her hacetiniz de yerine gelir."- Y. K. Karaosmanoğlu
- Küçük veya büyük abdest. İhtiyaç duyulan şey, gerekli şey: "Zile basacaktı, hacet kalmadı."- R. H. Karay
- Tanrı'dan veya kutsal sayılan kişiden beklenen dilek
- Herhangi bir şey için gerekli olma, gereklilik, lüzum
- İhtiyaç duyulan şey, gerekli şey
- Gereklilik, lüzum
- Abdest (küçük veya büyük)
- Herhangi bir şey için gerekli olma; gereklilik, lüzum
- (Osmanlı Dönemi) ihtiyaç, lüzum, gerek
- (Osmanlı Dönemi) EŞKELE
- (Osmanlı Dönemi) DAFEF
- hacet kapısı
- Dua etmek veya dilekte bulunmak için önünde durulan türbenin kapısı (penceresi)
- hacet penceresi
- Hacet kapısı
- hacet tepesi
- Üzerinde yapılan duanın kabul olunacağına inanılan tepe
- hacet yeri
- Tuvalet