Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.
- A farewell meeting was held in honor of Mr Jones.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
- Jane's farewell speech made us very sad.
Merhaba ve elveda, kardeş.
- Hello and farewell, sister.
Merhaba ve elveda, kardeş.
- Hello and farewell, brother.
O, sonsuza kadar elveda dedi.
- He said good-bye for good.
Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
- Goodbye. I'll see you at the time we agreed on.
Güle güle bile demedin.
- You didn't even say goodbye.
Tom çocuklarına elveda öpücüğü verdi.
- Tom kissed his kids goodbye.
Elveda, acımasız dünya.
- Goodbye, cruel world.
Tom hoşçakal demeden gitti.
- Tom left without saying goodbye.
Anneme ve aileme hoşçakal demek istiyorum.
- I want to say goodbye to my mother and my family.
Good by penzu.
Hoşça kal demek için geldim.
- I've come to say goodbye.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Güle güle! Daha fazla zamana sahip olduğunda, geri gel ve oyna!
- Goodbye! When you have more time, come back and play!
Güle güle bile demedin.
- You didn't even say goodbye.