Kendi sorunlarınızla yüzleşecek kadar büyümüşsünüzdür.
- You're grown up enough to face your own problems.
Vay, nasıl da büyümüşsün!
- My, how you've grown!
O çocuk sanki bir yetişkin gibi konuşuyor.
- That boy talks as if he were a grown up.
Çocuklar için tasarlanmış kitap yetişkinleri eğlendiriyor.
- Intended for children, the book entertains grown-ups.
Küba'da çok şeker kamışı yetiştirilir.
- A lot of sugar cane is grown in Cuba.
Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
- Tea is widely grown in India.