Tom hayaletlere inanmıyor.
- Tom doesn't believe in ghosts.
Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
- Jody looks as if she had seen a ghost.
Bugünlerde hiç kimse hortlaklara inanmıyor.
- Nowadays nobody believes in ghosts.
Gerçekten bir hortlak gördüm.
- I actually saw a ghost.
Sami'nin bedeni birtakım kötü ruhlar tarafından ele geçirilmişti.
- Sami's body was possessed by some evil spirit.
Bu dairede bir kötü ruh yaşıyor.
- In this flat lives an evil spirit.