If you want to learn a language, you must be patient. Success requires some time.
- Bir dil öğrenmek istiyorsan sabırlı olmalısın. Başarı biraz zaman gerektiriyor.
The law requires that you be 18 years old to vote.
- Yasa oy vermek için 18 yaşında olmanı gerektiriyor.
My clock needs to be fixed.
- Saatimin onarılması gerekiyor.
I need medicine. Where is the pharmacy?
- Bana ilaç gerek. Eczane nerede?
I wondered whether or not Tom had told Mary she didn't need to do that.
- Tom'un Mary'ye bunu yapması gerekmediğini söyleyip söylemediğini merak ettim.
Tom wasn't certain whether or not he should tell Mary.
- Tom Mary'ye söylemesi gerekip gerekmediğinden emin değildi.
I demanded that he should pay.
- Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim.
Raising a child demands patience.
- Bir çocuk yetiştirmek sabır gerektirir.
You want answers to questions you shouldn't ask.
- Sormaman gereken sorulara cevaplar istiyorsun.
Your shoes want mending.
- Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.
Should we be concerned?
- Endişeli olmamız gerekiyor mu?
That's nothing you need to concern yourself with.
- Bu kendinizi endişelendirmenizi gereken bir şey değil.
You ought to have known that he was sick in bed.
- Onun yatakta hasta olduğunu bilmen gerekirdi.
Admitting his lack of experience, I still think that he ought to do better.
- Onun tecrübe eksikliğini kabul etmeme rağmen, hâlâ daha iyi yapması gerektiğini düşünüyorum.
Our college won't admit Tom until he meets all the requirements.
- Bizim üniversite bütün gereksinimleri karşılayıncaya kadar Tom'u kabul etmeyecek.
Tom didn't find anyone who met the requirements.
- Tom gereksinimleri karşılayan birini bulamadı.
All passengers are required to show their tickets.
- Tüm yolcuların biletlerini göstermeleri gerekir.
Newton discovered that a force is required to change the speed or direction of movement of an object.
- Newton gücün bir nesnenin hareket hızını ya da yönünü değiştirmek için gerekli olduğunu keşfetti.
I find it necessary to be able to say what I feel.
- Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.
It is necessary that every member observe these rules.
- Her üyenin bu kurallara uyması gereklidir.
Necessity is the mother of invention.
- Gereksinim icatın annesidir.
There is no necessity for you to do that.
- Onu yapmana gerek yok.
This will come in handy in a pinch.
- Bu gerektiğinde işe yarayacak.
You'll get used to living alone in a pinch.
- Gerektiğinde yalnız yaşamaya alışacaksın.
Bu yalnızca biraz istikrar icap ettirir.
- Bu sadece biraz kararlılık gerektirir.