They are in need of volunteers.
- Onların gönüllülere ihtiyacı var.
Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
- Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
This was totally voluntary.
- Bu tamamen gönüllüydü.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
- Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
The coalition of the willing.
- Gönüllüler koalisyonu.
I'm pretty sure Tom's willing to help us.
- Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olduğundan oldukça eminim.
Did Tom sign that confession voluntarily?
- Tom bu itirafı gönüllü olarak imzaladı mı?
He voluntarily helped his mum clean.
- O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.