Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
Hayat ondan ne beklediğine karar verdiğinde başlar.
- Life starts when you decide what you are expecting from it.
Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
- We can't change history, but we can learn from it.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Onun bisikleti bundan farklıdır.
- His bicycle is different from this one.
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
- I think Tom could learn a lot from you.
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.
... And still, I'm changing her diaper and I'm thinking, I ...
... how we're her PE hi ...