forward; in advance

listen to the pronunciation of forward; in advance
Englisch - Türkisch

Definition von forward; in advance im Englisch Türkisch wörterbuch

ahead
ileri

Benzin istasyonu bir kilometre ileride. - A gas station is one kilometer ahead.

Programın bir hafta ilerisindeyiz. - We're a week ahead of schedule.

ahead
ilerdeki
ahead
başta

İz başta kaba görünüyordu. - The trail ahead looked rough.

ahead
önceden

Gelecek sefer önceden telefon edin. - Next time phone ahead.

Keşke önceden arasaydın. - I wish you had called ahead.

ahead
(Askeri) tam yol ileri
ahead
başlamak

İlerlemenin sırrı başlamaktır. - The secret of getting ahead is getting started.

ahead
öndeki
ahead
(Askeri) pruvada
ahead
get ahead başa geçmek
ahead
önde

Takımımız iki puan öndedir. - Our team is two points ahead.

Öndeyken vazgeçmemeliydin. - You should've quit when you were ahead.

ahead
ileride

Bir kilometre ileride bir benzin istasyonu var. - There is a gas station is one kilometer ahead.

Benzin istasyonu bir kilometre ileride. - A gas station is one kilometer ahead.

ahead
ileri doğru

Kahkaha bir cam sileceği gibidir. Yağmuru durduramaz, ancak seni ileri doğru hareket ettirir. - Laughter is like a windshield wiper. It can't stop the rain, but it lets you move ahead.

ahead
ilerde

Herkes hız limitine uyuyordu, bu yüzden ilerde muhtemelen bir hız tuzağı olduğunu biliyordum. - Everybody was obeying the speed limit, so I knew there was likely a speed trap ahead.

Bizim takımımız beş puan ilerdedir. - Our team is five points ahead.

ahead
ileriye

Onlar yavaşca ileriye doğru hareket etti. - They moved ahead slowly.

ahead
ileriki
ahead
önden

Önden buyuralım ve yiyelim. - Let's go ahead and eat.

Biz önden gittik ve Tom olmadan yedik. - We went ahead and ate without Tom.

ahead
gelecekte
Englisch - Englisch
ahead
forward; in advance
Favoriten