Beni affettin, değil mi?
- You forgave me, didn't you?
Tom Mary'yi ölüm döşeğinde affetti.
- Tom forgave Mary on his deathbed.
Kendini affetmek zorundasın.
- You have to forgive yourself.
Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?
- Is it harder to forgive or to forget?
Yanlışlıkla mektubunu açtığım için lütfen beni affet.
- Please forgive me for opening your letter by mistake.
Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
- Forgive them, for they know not what they do.
Tom, Tanrı'dan kendisini bağışlamasını istedi.
- Tom asked God to forgive him.
Tom bağışlanma için Mary'ye yalvardı.
- Tom begged Mary for forgiveness.
Tom muhtemelen bunu yaptığı için bağışlanmayacak.
- Tom won't likely be forgiven for doing that.