O, Amerika'nın Deniz Harp Okulunun başkanıydı.
- He was head of America's Naval War College.
İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
- While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.
- He returned home from Europe in 1941, when the war broke out.
Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.
- We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.
Bu politikacı küresel ısınmayla mücadele için yeşil vergi önerdi.
- This politician proposed a green tax to fight global warming.
Bush Orta Asya petrolünü kontrol etmek için savaşmak istemiyor.
- Bush doesn't want to make wars in order to control Central Asian oil.
Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir.
- A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.
Dictionary already has "Hava kuvvetleri" and "Deniz Kuvvetleri". This is even more common in newspapers.
Bir çatışmayı kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez.
- Losing a battle doesn't mean losing the war!
Biri birçok çatışmayı kazanabilir ama savaşı kaybedebilir.
- One can win several battles but lose the war.