Tom bir ilk kez yakalanan.
- Tom's a first-time offender.
Sadece ilk seferde doğru şeyi yaparak kendini bir sürü sorundan kurtarabilirsin.
- You can save yourself a lot of trouble by just doing it right the first time.
Daha önce burada bulundun mu? Hayır, bu benim ilk seferim.
- Have you been here before? No, It's my first time.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.
Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.
- When meeting a person for the first time, keep the conversation light.
Japonya'ya ilk defa mı geliyorsunuz?
- Is this your first time in Japan?
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
İki hafta önce, ilk kez Disneyland ziyaret ettim.
- Two weeks ago, I visited Disneyland for the first time.
Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum.
- I don't remember when the first time I met him was.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.
... In the certainty mode, you tell your TPM which signing keys you trust. The first time you ...
... nomadic people in Central Asia learn to tame them for the first time. ...