Englisch - Türkisch
Definition von favorable or advantageous chance or opening im Englisch Türkisch wörterbuch
- opportunity
- fırsat
O, fırsatı iyi kullandı.
-He made good use of the opportunity.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
-He made the best of the opportunity.
- opportunity
- olanak
- opportunity
- {i} fırsat, elverişli durum
- opportunity
- uygun zaman
- opportunity
- münasebet
- opportunity
- elverişli zaman
- opportunity
- firsat çıkmak
- opportunity
- {i} şans
Bir gün, Malezya'nın tüm çocukları mükemmel bir eğitime ulaşma şansına sahip olacak.
-One day, all children in Malaysia will have the opportunity to attain an excellent education.
Bu dünyada hiçbir güvenlik yoktur; sadece şans vardır.
-There is no security on this earth; there is only opportunity.
- opportunity
- {i} uygun durum
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von favorable or advantageous chance or opening im Englisch Englisch wörterbuch
- opportunity
favorable or advantageous chance or opening
Silbentrennung
fa·vor·a·ble or ad·van·ta·geous chance or o·pen·ingTürkische aussprache
feyvrıbıl ır ädvınteycıs çäns ır ōpınîngAussprache
/ˈfāvrəbəl ər ˌadvənˈtāʤəs ˈʧans ər ˈōpənəɴɢ/ /ˈfeɪvrəbəl ɜr ˌædvənˈteɪʤəs ˈʧæns ɜr ˈoʊpənɪŋ/
Resimler
Favoriten