Bu gerçekten oldukça korkunç görünüyor.
- That really sounds quite awesome.
Ne korkunç bir anlaşma!
- What an awesome deal!
Sanırım bu parlak bir fikir.
- I think it's a brilliant idea.
Parlak bir fikir ileri sürdüm.
- I've come up with a brilliant idea.
Onların hepsi zekice yaptı.
- They all did brilliantly.
Sen zeki bir fotoğrafçısın.
- You're a brilliant photographer.
Sen görkemli bir iş yaptın.
- You've done a brilliant job.
Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.
- Everyone recognized him as a brilliant pianist.