Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
- There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
- Change alone is eternal, perpetual, immortal.
Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.
- Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come.
Bizim zafer ebedi olacaktır.
- Our glory will be eternal.
Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
- Change alone is eternal, perpetual, immortal.
Leyla yanında daima o silahı taşıyordu.
- Layla carried that gun with her at all times.
Sen her zaman düşüncelerimdesin.
- You are in my thoughts at all times.
Zirveye çıkmak için her zaman rakibin iki adım önünde kalmak zorundasın.
- To come out on top, you have to stay two steps ahead of your opponent at all times.
Savaşlar gelir ve gider, ancak askerler baki kalırlar.
- Wars come and go, but soldiers stay eternal.
Eric daimi bir iyimserdir.
- Eric is an eternal optimist.